
Onur Çırak ile müziğe ve hayata dair
Röportaj: Olcay Bağır
Genç ve başarılı şarkıcı Onur Çırak ile hayatına ve müziğine dair bir röportaj yapma fikri bir süredir hep aklımızdaydı. Aynı zamanda oyunculuk eğitimi de almış olan Çırak, şarkılarını sadece yorumlamıyor, bestelerini de yapıyor. Yani karşımızda çok yönlü bir sanatçı var…
Onur Çırak ile ilk single’ı “İstanbul” ve bu harika şarkıya çektiği müthiş klibi bahane ederek hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Onur Çırak’ı daha yakından tanımak için buyurun bu keyifli söyleşiye…
Seni öncelikle tanıyabilir miyiz, Onur Çırak kimdir?
1991 Bursa doğumluyum. Gazeteci bir anne ve tekstilci bir babanın ilk çocuğu olarak dünyaya geldim. Benden 5 sene sonra da, en iyi arkadaşım, sırdaşım ve şu anda da asistanlığımı yapan kız kardeşim Sena doğdu. İki üniversite bitirdim. Gazi Üniversitesi Makina Öğretmenliği mezunuyum. Gazi’de okurken amatör tiyatroyla uğraşıyordum. Mezun olduğum sene, ben bu işi profesyonel olarak yapmak istiyorum deyip, konservatuvar oyunculuk bölümünü kazandım. Akdeniz Üniversitesi Oyunculuk bölümünü bitirdim. Bu süreçte hali hazırda ilk üniversiteden itibaren kendi şarkılarımı eşe dosta çalıp söylüyordum. Konservatuvar süreciyle hem şan eğitimi alıp, hem de canlı müzik yaparak müzisyenliğimi daha da geliştirdim. Sonra da mezun olur olmaz soluğu İstanbul’da aldım. Şimdi de bir yandan oyunculuk, bir yandan da müzisyenlik yapıyorum.
“Benim gözümden İstanbul”
İlk single’ın “İstanbul” yayınlandı. Şarkının oluşum hikayesinden bahsedebilir misin?
Okul bitip de İstanbul’a yerleştikten sonra, hemen herkes gibi zorlu bir süreçten geçiyordum. Emre Ogüç’le stüdyoda çalışırken, -ki kendisi aynı zaman da davulcumdur- besteyi çaldım ve İstanbul’un ilk taslağını ortaya çıkarmış olduk. Anlatılacak şeyler zaten ortadaydı. Uğruna defalarca şarkılar yazılmış bir şehirden bahsediyorduk. İnsanlara bir de benim gözümden şehrin nasıl göründüğünü anlatmak istedim. Gerisi de çorap söküğü gibi geldi zaten.
“İstanbul”un klibi de şarkının ruhunu yansıtıyor. Klipten de bahsedebilir miyiz?
Klibin fikri çok kolektif bir şekilde ortaya çıktı. 4-5 kişinin fikri var yani ortada. Oynayanların hepsi eş dost. Oyuncu olunca, oynayacak insan bulmak da zor olmuyor. Ama asıl yönetmenimiz Oğuzhan Erdoğan’ ın hakkını vermek lazım. Projeye benim gibi dört elle sarılıp gece gündüz çalıştı. Sonuçta da kafamda hayal ettiğim şeyi tam olarak ortaya çıkarttı.
“Hangi armoninin nereden geleceği geleceği belli olmaz”
Şarkıların sana ait olduğunu görüyoruz. Hem yorumcu hem de besteci olarak mı devam edeceksin yoksa başka birilerinden de beste almayı düşünüyor musun?
Uzun bir süre kendi şarkılarımla devam etmeyi düşünüyorum. Ama müzik bu, hangi armoninin nereden geleceği ya da kimden geleceği belli olmaz. Bir gün biri bir beste ya da bir sözle gelir, bir anda kendimi o şarkıyı yaparken bulabilirim.
Peki yeni proje ne zaman?
Bir aksilik olmazsa 2. single Temmuzda yayında olacak. Yine keyifli, hızlı bir şarkı geliyor. Bir diğer yandan da akustik çalışmalarımız var, onlar da büyük ihtimalle ağustos itibariyle yavaş yavaş yayına girmiş olacaklar.
Kendini bulma hikayesi
Hem oyunculuk hem şarkıcılık derken sanatın her dalında bir eğitimin var. Sana neler kattı bu eğitimler?
Okulda bende var olan şeyi daha çok tanıma ve şekillendirme imkanı buldum. Bunu da kitaplarla, araştırarak ve en önemlisi sık bir şekilde deneyerek geliştirmeye çalıştım ve hâlâ da çalışıyorum. Bunda tabi çevremdeki insanların etkisi de çok büyük. Gerek oyunculukta gerekse müzikte onların bana olumlu teşvikleri her zaman motivasyonumu diri tuttu. Onlar bana oyunculuk ve müzik anlamında “Hadi yap, sen bu işte başarılı olabilirsin.” demeseydi belki de cesaret edemeyebilirdim.
“Gömleklerimden vazgeçemiyorum”
Stilini sen mi yapıyorsun?
Çoğunlukla ben yapıyorum ama tabii çekim olacaksa mutlaka destek alıyorum.
Gardırobunun olmazsa olmazları neler?
Gömleklerim. Gömleklerimden vazgeçemiyorum. Çoğunlukla da No7Man’den giyiniyorum. Kışın oduncu gömleklerim, yazın da kısa kollu desenli gömleklerim olur. Onlarla daha rahat hissediyorum kendimi. Aksi durumda inanılmaz huzursuz oluyorum.
…Kısa Kısa…
En sevdiğin renk: Turuncu
En sevdiğin film: Kill Bill 1-2
En çok neye gülersin: Şapşallığa
En sevdiğin özelliğin: Dengesizliğim
En sevmediğin özelliğin: Dengesizliğim
En çok ne mutlu eder seni: Yemek yemek