Chanel Moodboard
Gabrielle Chanel, 1913 yılında Fransa, Etretat Plajı’nda tuniğinin kemerine taktığı kamelya ile fotoğraflandı. Söylenene göre, tasarımcıya ilk kamelyayı o dönemki aşkı Boy Capel vermişti. Bu çiçek, onun yaşamı boyunca yarattığı tasarımların güçlü bir sembolü haline geldi. Öyle ki, Rue Cambon’daki dairesinin dekorasyonunda, özellikle de Coromandel paravanlarda ve şamdanlarda kamelya desenlerini hemen fark edebilirsiniz. Bu
çiçek bugün hâlâ markanın koleksiyonlarına ilham vermeyi sürdürüyor. Tasarımcının mirasını onurlandıran yeni No 1 de Chanel güzellik serisi de cilt bakımı, makyaj ve parfüm koleksiyonunda kamelyanın canlandırıcı özelliklerinden güç alıyor.
On senelik bir araştırmanın ardından Chanel bilim insanları, ‘Czar’ olarak adlandırılan kırmızı kamelyanın sıradışı moleküler yapısını keşfettiler. Chanel Kozmetik İçerikler Direktörü Nicola Fuzzati, “Bu molekül ciltteki yaşlanmanın etkilerini azaltıyor. Hücreler, elimine edilmeden bölünmeye
başladıklarında, sağlıklı komşu hücreleri de bozmaya başlarlar. Bu da yaşlanma sürecine katkıda bulunur” diyor.
Sürdürülebilir özellikteki No 1 koleksiyonu, Czar’ın gücünden her yönüyle faydalanıyor: Yüzde 95 oranında bu içeriği barındıran Red Camellia
Revitalizing Serum, cilt bakımına destek veren fondöten, pudradan köpüğe dönüşen cilt temizleyici ve modaevinin parfümörü Olivier
Polge tarafından tasarlanan L’Eau Rouge Revitalizing Fragrance Mist, serinin yıldızlarından. Tekrar doldurulma özelliğine sahip Revitalizing krem kavanozlarının kapakları dahi kamelya tohumu kabuklarından oluşuyor. Gabrielle Chanel’in kamelyaya duyduğu tutku, pek çok
yönüyle bu koleksiyonda yeniden ifade buluyor.
