
Saklanmanın ve görünmenin romanı: ‘Milas’ raflarda
Cemal Latifoğlu, etkileyici anlatımı ve karakter derinliğiyle yeni romanı Milas’ta görünmeyeni görünür kılıyor. Aile baskısının, toplumsal beklentilerin ve bireysel sıkışmışlıkların içinde sıkışan bir genç kızın kimlik arayışına tanıklık ettiğimiz bu eser, okuyucusuna empatiyle yoğrulmuş bir iç dünya sunuyor.
“Milas”, Fransız-Türk kökenli Safir Rochelle’in içsel yolculuğunu konu alıyor. Varlıklı ve soylu bir ailenin kusursuz vitrin süsü olmaya zorlanan Safir’in; kendi kimliğini, isteklerini ve özgürlüğünü keşfetme çabası, romanın ana eksenini oluşturuyor. Maskeli balolar, detoks rutinleri ve babasının gurur duyduğu “başarı” hikâyelerinin ardında, ruhsal bir enkazın portresi çiziliyor.
Safir’in gizli defterinde adı sıkça geçen “Efes” karakteriyle olan ilişkisi, geçmişin yaraları ve günümüzün yüzleşmeleri arasında savrulan genç kadını, duygusal bir türbülansa sokuyor. Ancak asıl şok edici gerçek, onun “Efes” diye bildiği kişinin aslında “Milas” olmasıyla başlıyor…
“Milas”, sadece genç yetişkinler için değil; ebeveynler, öğretmenler ve tüm yetişkin okurlar için de önemli bir farkındalık romanı. Duygusal yoğunluğu ve karakterin içsel çatışmaları sayesinde okuyucuyu hem düşündürüyor hem de duygulandırıyor.
Arka kapaktan
Kendisi olmanın savaşını vermeye hazırlanan Safir Rochelle, bir maskeli balonun tam ortasında aylardır hayalini kurduğu soluk mavi gözleri gördüğünde kendisini büyük bir tuzağın içinde bulur. Bir av olup olmadığı endişesi kâbuslarının başkahramanı olmaya başladığında o endişenin günden güne yerini hayal kırıklığına bırakacağından bihaberdir. Oyunları ve yalanlarıyla kalbinin etrafını çepeçevre saran kişiden kaçmak için her yolu denese de bu saklambacın sonunda yenileceği şeyin tek bir isim olduğunun farkındadır:
Efes Milas Çağlayan. Safir, kendini hayatının merkezinde birdenbire başlayan savaşın tam ortasında bulduğunda artık mücadele etmesi gereken üç ayrı cephe vardır. Yara almamak için tüm cephelerden kaçmaya karar verir ancak hesaba katmadığı bir şey vardır: tüm kaçışlarının sonunda yakalandığı serin yağmur, onu kaçtığı savaşlardan daha çok bertaraf edecektir. Öyleyse korkma; kal, savaş, ve inandığın şey uğruna yara al. Yara ve silah. Özgürlük ve esaret. Ahenk ve karmaşa.