
Sirküler Güzellik, Sektörün Atık Sorununa Son Verebilir
YAZI JESSICA OURISMAN, ÇEVİRİ SİMAY KESKİNTEPE
Güzellik endüstrisinin bir sürdürülebilirlik sorunu olduğunu bilmek için yalnızca kendi makyaj malzemelerinize bakmak yeterlidir: Yılda 120 milyar birim atık üretmekteyiz. Milyarlarca dolarlık sektörle ilgili bu çirkin gerçek, içerik tedariki, çevreye zararlı formülasyonlar ve savurgan kullanımlarla ilgili çok sayıda endişe verici sonucu beraberinde getiriyor. Güzellik markalarının hızla değişen trendlere ayak uydurmak için hızla yeni ürünler piyasaya sürmesiyle, endüstrinin statükosu, şiddetli rekabetin ortasında kâra öncelik vermek olmuş durumda. Bu karmaşadan çıkıp, kendi yolumuzla, kullandığımız favori cilt ürünlerimizin ambalajlarının hepsini geri dönüşüme sokmak ise…bilmiyoruz.
Ama bu umutsuz olduğumuz anlamına gelmiyor, çünkü Emma Lewisham tarafından kurulan Yeni Zelanda merkezli lüks yeşil güzellik markası, resmi olarak dünyada bir çözüm modelleyen ilk şirket. Marka, benzeri görülmemiş bir hamleyle, fikri mülkiyetini halka açıklayarak küresel güzellik piyasasının rekabet ortamına meydan okuyan, karbon pozitif statüsüyle tamamlanmış yüzde 100 döngüsel bir iş modeline ulaştı. Lewisham, “Gerçekten değişimi görmek istiyoruz” diyor. “Karşılaştığımız sorunlar, bir işletmenin veya markanın başarısından çok daha büyük ve tüm bunları çözeceksek, işbirliği yapmak çok çok önemli. Rekabetin önündeki engelleri bir kerede ve herkes için yıkmalıyız. Bu anlayış, artık güzelliğin geleceği olmalı.”
Bu başarı, Lewisham’ın kahramanı, dünyaca ünlü çevreci, etolog ve Birleşmiş Milletler Barış Elçisi Dr. Jane Goodall’ın da yazılı onayını aldı. “Emma Lewisham güzellikte yeni bir ölçüt belirliyor olabilir, ancak aynı zamanda tüm endüstrilerin nasıl çalışması gerektiği konusunda bir yol belirliyorlar; sirküler, atıksız ve karbon pozitif. Emma Lewisham’ın Güzellik Çemberini ve koydukları tüm sistemleri yürekten destekliyorum. Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışan bir proje olarak, gayet yerinde bir karar,” diye yazıyor Goodall.