
Tozluyaka’nın Berk’i Ulvi Kahyaoğlu ile samimi röportaj: Kendimize bir şey katmadığımız sürece yolculuğa devam edemeyiz
Nasıl başladı oyunculuk serüvenin?
Benim ilkokul ve lise sürecim hep tiyatro kulüplerinde geçti. Lisenin sonlarına doğru herkes üniversitede hangi bölümde okuyacağına karar verirken bütün meslekler bana çok uzak geliyordu. Her meslek benim için soyut bir kavramdı. O yüzden halihazırda sahneye çıkıp alkış alıyor olmak bende bunu profesyonel olarak yapma isteği uyandırdı. 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Ana Sanat Dalı’nda eğitim aldım ve mezun olacağım sene üst devrelerimle tiyatro yapmak için İstanbul’a geldim. Bu dönemde menajerimle tanıştım. Birçok proje deneyiminden sonra Tozluyaka macerası başladı.
Kısa sürede büyük bir fan kitleniz oluştu. Bu durum sana neler hissettiriyor? Onlardan aldığın yorumları dikkate alıyor musun?
Öncelikle seven, takip eden, destekleyen herkese çok teşekkür ederiz. Yaptığınız şeyin birilerinde birtakım hisler uyandırabiliyor olması büyük bir gurur. Takdir edilmenin verdiği mutluluğun yanında sosyal medyanın yanıltıcı bir tarafı olduğunu da unutmamak gerekiyor. Çok farklı bakış açılarına sahip olan pek çok insanın sizin hakkınızda yaptığı yorumlar sizin kendinize kimi zaman hak etmediğiniz derecede acımasız yargılar geliştirmenize ya da kimi zaman doğru olduğunu sandığınız yanlış yollara sapmanıza sebep olabiliyor.
Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Çocukluğum İzmir’de geçti. Alsancak’ta büyüdüm. Hareketli, sosyal ve maymun iştahlı bir çocuktum. Pek dişe dokunur bir başarı sergileyemedim ama pek çok spor dalını deneyimledim, çok şanslıydım. Çünkü heveslendiğim şeyi deneyimlemem için bana alan oluşturan bir ailem vardı. Çocukluğumun büyük bir kısmı Kordon’da futbol oynayarak geçti.
Diziyi dışarıdan izleyen biri olsaydın, canlandırdığın karaktere ne gibi önerilerde bulunmak isterdin?
Berk’e dışarıdan izleyen biri olarak baktığımda “Ben bu çocuğa ne diyeyim ki?” derdim. Çok yalnız bir karakter ve aslında pek çok eylemi babasına karşı “Ben varım” deme ihtiyacı güderek yapıyor. Maskesini indirip gerçekten ne düşündüğünü ve ne hissettiğini göstermemesi, güven vermeyen bir karakter haline getiriyor onu. Sürekli hayatla poker oynuyor gibi; elinde ne olduğunu ve sonraki hamlesinin ne olduğunu göstermiyor.
Peki canlandırdığın rol dışında başka bir karakteri canlandıracak olsan kimi tercih ederdin?
Zeyno.
Birçok yeni nesil isimle karşılaşıyoruz. Bir zaman sonra çoğunun adını unutuyoruz. Bu konuda kendine güvenin var mı, farkını oluşturan değerleri nasıl tanımlarsın?
Elde edilen her kazanım aslında bir sonrakinin hazırlığı olmak zorunda diye düşünüyorum. Nerede olursak olalım kendimizi yenilemediğimiz ve becerilerimizin üstüne nitelikler ve yenilikler eklemediğimiz sürece, yolculuğa devam edemeyiz. Bizim yaptığımız iş özelinde düşündüğümüzde, sirkülasyonun çok hızlı olduğu bir sektördeyiz; o nedenle her gün önceki günden daha iyi olmak gibi bir görevimiz var. Umarım hepimiz bu yolculuğu sürdürebilecek doğru motivasyonları, attığımız ve atacağımız her adımda bulabiliriz. Bir şey başardığımızda aslında rahatlayabileceğimizi değil o noktanın altına düşmemek için daha çok çalışmamız gerektiğinin farkında olmak önemli.
Set dışında kalan vakitlerini nasıl değerlendiriyorsun, daha çok sakin bir yapın mı var yoksa oldukça hareketli mi geçiyor günlerin?
Vaktimin çoğu sette geçiyor aslında. Kalan zamanlarda mutlaka spora gidiyorum, kendime vakit ayırmaya, yeni şeyler okuyup izlemeye çalışıyorum. Onun dışında ufak girişimlerim var, onları takip ediyorum. Köpeğimle vakit geçiriyorum, zaten geriye bir de uyumak ve dinlenmek kalıyor.
Röportaj Salih Devrim
Tozluyaka’nın Zeyno’su Serra Pirinç ALL dergisine konuştu: Oyunculuk kariyerim Instagram’da keşfedilmemle başladı
‘Tozluyaka’nın Çağrı’sı Ahmet Haktan Zavlak: Zapt edilemez derecede yaramaz bir çocukluğum oldu
‘Tozluyaka’nın Hazal’ı Çağla Şimşek çocukluk yıllarını anlattı: Ben setlerde büyüdüm
‘Tozluyaka’ ile parlayan Özgür Daniel Foster’dan samimi açıklama: Her yaz beach club’larda çalıştım
Tozluyaka’nın Cemre’si Ecem Çalhan ALL dergisine konuştu: Sevilmek kadar güzel bir duygu yok
‘Tozluyaka’nın Vefa’sı Durukan Çelikkaya’dan itiraf: Bartu’yu bazen kıskanıyorum
Tozluyaka’nın Ali’si Kaan Miraç Sezen ALL dergisine konuştu