
Yılmaz Erdoğan zorlu geçen gençlik yıllarını anlattı!
İstanbul’a geldiği ilk zamanlardan bahseden Yılmaz Erdoğan, “İstanbul’u ilk geldiğimde sevmemiştim. ‘Ankara’ya mı dönsem?’ diye düşünmüştüm. Sonra arkadaşlar ‘Dur oğlum birine aşık olursun falan beraber gelişir’ dediler, nitekim öyle oldu” dedi.
Çocukluk yıllarını Hakkari’de geçiren ve burada ilk ve ortaokulu bitirdikten sonra lise eğitimine Ankara Aydınlıkevler Lisesi’nde devam eden 54 yaşındaki usta sanatçı, lise diplomasını aldıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesini kazandı. Erdoğan, İstanbul’daki Kocamustafapaşa mahallesinde üç arkadaşıyla birlikte bir ev tuttu. Ünlü isim, o günleri şu sözlerle anlattı:
“İstanbul’da Kocamustafapaşa’da 3-4 arkadaşız, zor bir evde kalıyoruz. Zor bir ev diye geçiyorum orayı, banyosu olmayan zorlukta bir ev. 10 günde bir hamama gidiyoruz. ‘Madenci misin sen, madende mi çalışıyorsun?’ dedi keseleyen arkadaş. Sonra burada DSİ ile futbol idmanlarına çıkmaya başladım, Üçüncü lige çıkmışlardı o zaman. Okul Ayazağa’da, ev Kocamustafapaşa’da, klüp Çamlıca’da, tiyatro bir de Beyoğlu’nda başladı. Tiyatroyu görünce, ‘Ben bunun peşindeyim’ dedim.”
Ahmet Mümtaz Taylan’ın “Çocuk sahibi olmak insanı değiştiriyor mu? İki tane evladın var aslanlar gibi. Ne diyorsunuz kız babalığı ile oğlan babalığı farklı şeyler mi?” sorusu üzerine Yılmaz Erdoğan, “Farklı. Çocuğun bana yaklaşımı farklı. Senin mahalle arkadaşınla olan rekabetine benzer, babaya bir şeyi ispat ederken mümkün olan her şeyde babadan iyi yapma isteği var oğlanın. Rodin’le aramızda böyle rekabetçi bir ilişki var. Berfin öyle değil, Berfin babacıdır sever, yarışmaz babayla. Berfin’e de futbol öğrettim, çok güzel futbol oynar. Berfin şef, gastronomi ile uğraşıyor. Kız babalığı da erkek babalığı da çok tatlı” şeklinde cevap verdi.
Yılmaz Erdoğan, ‘Organize İşler’ dizisinde oynaması için Russell Crowe’a teklif götürecek!