
Zamanın Çok Ötesinde
Pelin Hasçalık
Canel, ilk kurulduğu günden bugüne, geleceği öngörebilen ve güzellik algısını kurucusu Gabrielle Chanel’in vizyonuyla şekillendirmeyi sürdüren bir marka. Bu vizyona göre; zihin ile duyular arasında ikileme yer yok, mantık ve duyarlılık arasında fark yok, vücut ve duygular arasında ayrım yok. Güzelliğin evrensel vizyonu fikrinden doğan yeni N°1 de Chanel serisi de üç boyuta etki ederek, cilt bakımı, makyaj ve parfüm mist’i ile vücut bakımından ruhsal dinginliğe uzanan bir deneyim sunuyor. Chanel’in kozmetik içeriklerdeki yüksek standart ve mükemmellik arayışı, kamelya çiçeğinin kökleriyle başlıyor. Yeni cilt bakım serisinin içerikleri, çiçekleri yeni açan kamelyanın pek çok farklı çeşidinin bir kompozisyonu. Chanel araştırma bölümü, kamelyanın besleyici ve yararlı molekül konsantrasyonunu yağ formuna dönüştürerek yeni güzellik serisine dahil ediyor. Cilt tarafından emilen moleküller, nemsizlik problemine çare olurken, epidermisi kuvvetlendirerek cildin genç görünmesini destekliyor. Güzelliğe yenilikçi ve sürdürülebilir bir açıdan yaklaşan, formülünde Gabrielle Chanel’in sembolü olan çiçeğin özlerini barındıran seri, çevreye saygılı ve tamamen sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen hammaddelerle tasarlanıyor. Antioksidan açısından zengin ürünler, yeni jenerasyon anti-aging bakım sunarak cildin gençliğini muhafaza ediyor.
N°1 de Chanel serisi ile yenilenen güzellik konseptini, markanın uzman isimlerine sorduk.
Serideki tüm ürünler, botanik içeriklerden alınan ilhamla tasarlandı. Temiz ve sürdürülebilir bitki kaynaklarının ardındaki hikayeden bahseder misiniz?
Yeni serinin temel konusunu sürdürülebilirlik oluşturuyor. Yıllardır sürdürülebilirlik üzerine çalışmalar yapıyoruz. Tabii ki bu konu sadece botanik içeriklerle sınırlı değil. Çalışmalarımızda üç açıdan değerlendirme yapıyoruz. İlki, çevreye saygılı ve en az etki bırakan natürel içerikli ham maddeyi temin edebilmek. İkincisi, kullanılan natürel içeriğin çevre kirliliğine karşı taşıdığı sorumluluk; çiftlikten başlayan süreçten, dönüşüm geçirdikleri aşamaya dek içeriklerin sürdürülebilir olabilmesi. Üçüncüsü ise üretim alanında dinamik bir yaklaşım yaratmak. Örneğin atık enerjiyi önleme ve tüketim değerini yönetme konularında sertifikaya sahibiz. Yeni serinin bir diğer önemli özelliği de vücut, zihin ve ruha bütünsel bir yaklaşımda bulunarak, duyguları öne çıkarabilmesi.
Sizce gelecek yıllarda kozmetik ürünlerde belirleyici özellikler neler olacak?
Sürdürülebilirlik kesinlikle zorunlu olacak. Artan düzenlemeler, yeni formül arayışlarını beraberinde getiriyor. Bu konuda artan bir gelişme içindeyiz. Sağlık ile güzellik arasında bir denge kuracağız. Bu nedenle bütünsel yaklaşımın altını çiziyoruz. Gelecekte de sıklıkla konuşacağımız sağlık ve wellness son derece önemli iki kavram.
Bütünsel yaklaşımı vurgulayan yeni güzellik serisi ruh, zihin ve bedenin ihtiyacını nasıl karşılayacak?
Chanel ilk kez cilt bakımı, makyaj ve mist’ten oluşan bir güzellik serisi lanse ediyor. Yeni seri, ilhamını Mademoiselle Chanel’in 1921, 1924 ve 1927 yıllarında tanıttığı, modern ve bütünsel bir yaklaşıma sahip olan makyaj ve cilt bakımı ürünlerinden alıyor. Kadınla bütünsel anlamda ilgilenme fikri günümüzde de son derece önemli. Yeni güzellik serisi de işte bu vizyonu kucaklıyor. Zihin ile vücut arasındaki iletişime odaklanıyor. Günümüzde
kadınlar güzel olmak istediklerinde sadece dış görünümle ilgilenmekle kalmıyor. Aynada gözle görünür sonuçlar elde edebilmenin dışında,
kullandıkları ürünlerle duygusal açıdan da etkileşim kuruyorlar. Biz de tam olarak bu etkileşimi görmeyi hedefliyoruz. Yaptığımız araştırmalarda
inanılmaz verilere ulaştık. Serinin kahraman ürünlerinden olan yeni serumu kullananlar, gözlemledikleri etkileri paylaştılar; yüksek konsantrasyonlu, hafif dokulu bu serum cilt tarafından hızla emiliyor ve kırışıklar üzerinde çok iyi sonuçlar ortaya koyarak, cildi aydınlatıyor. Tüm bu sonuçlara ek olarak, duygular üzerinde de bir test uyguladık. Ve çalışmalar, bütünsel ritüeli uygulayan kadınların kendilerini daha canlı, enerjik hissettiklerini, özgüvenlerinde artış olduğunu ortaya koydu. Serinin uygular üzerindeki pozitif etkisini görmek bize gurur veriyor.
Yeni serinin ismi, Chanel’in yenilenen konseptiyle nasıl ilişkilendiriliyor?
N° 1, Mademoiselle Chanel’in avangart ruhuna ve her konuda, özellikle de güzellikte öncü olmasına vurgu yapıyor. Günümüzde ilk kez, üç boyutta etki gösteren bir seriyi tanıtıyoruz. Yüksek performansa sahip, yaşlılık belirtileriyle mücadele eden bu ürünler, duygular üzerinde de etkili. En önemlisi de formüllerinde Chanel’in yıldız içeriği olan kamelya çiçeği var. Bu nedenle, serinin ismi ile konsepti arasında muhteşem bir bağlantı olduğunu söyleyebilirim. Hem ürünler hem de ambalajlar, çevre dostu ve sürdürülebilir olmalarıyla ön planda.
Seri, Chanel’in standartlarını nasıl hayata geçiriyor?
Ambalaj anlamında, sürdürülebilirlik olmazsa olmaz standartlardan. Yıllardır bu konsept üzerinde çalışmalar sürdürüyoruz ve ürünleri tasarlama şeklimizi değerlendiriyoruz. Şimdi, yeni güzellik serisiyle bir adım daha ileri gitmeyi başardık. Ambalajın ağırlığı üzerinde çalışarak, kullanılan materyalleri azaltmayı hedefledik. Az çoktur felsefesini sahiplendik. Aynı zamanda yeniliklere odaklandık. Örneğin ürünlerin kapağında ahşap materyal kullanarak, kamelya çiçeği şekline yer verdik. Yüzde 90 yenilenen kaynaklardan meydana gelmesi ve duyulara hitap etmesi seriyi ilginç kılan özelliklerden. Ambalajlar, yüksek kaliteyi ve cazibeyi temsil etmeleri sebebiyle, kadınların yaşadıkları deneyimlerin ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor. Ürün kavanozları ise geri dönüştürülebilir ve tekrar doldurulabilir camlarla tasarlandı. Ayrıca tüm seride çevre dostu materyaller ve geri dönüştürülebilir plastik kullandık. Konsept; formül, ambalaj ve güzellik rutininde esas olarak ihtiyaç duyduğumuz her şeyi bütünsel anlamda kapsıyor.